27 Aralık 2008 Cumartesi

LeFoot


Yazmaya buradan devam edeceğim... Daha spesifik bir konu. Zaman zaman da tripleta 'yı güncelleyebilirim. Kalın sağlıcakla...

http://lefoot.wordpress.com/

28 Eylül 2008 Pazar

25 Eylül 2008 Perşembe

Barca'nın başı İngilizlerle belada!



Barcelona altyapısının son ürünü Gerard Deulofeu 'da İngiliz devlerinin kıskacında. daha önce Cesc Fabregas'ı Arsenal'e kaptıran Barca, ardından altyapısında yetiştirdiği birçok yıldız adayını da İngilizlere kaptırmıştı. Cesc Fabregas'ın ardından Fran Merida'da Arsenal'in yolunu tutmuştu.

Şimdi ise 14 yaşındaki yıldız adayı Gerard Deulofeu'nun Arsenal ve Chelsea tarafından transfer edilmeye çalışıldığı konuşuluyor. Football Manager deyimiyle "wonderkid" olarak tanımlanabilecek Gerard Deulofeu 'da Arsenal'e giderse Barcelona-Arsenal arasında ilginç şeyler yaşanabilir. Ancak unutulmaması gereken bir nokta var ki, o da; geçen yıl Barcelona altyapısının başındaki isim olan Guardiola şu an Barca menejeri ;)

Rafael Benitez'in planları...



Bugün İngiliz basınında-özellikle The Sun- yer alan haberlere göre Liverpool menejeri Rafael Benitez'in , Tottenham'ın muhteşem solbeki Gareth Bale'yi transfer etmek için planları varmış. Yine aynı haberlere göre Rafa, 15 milyon sterlini gözden çıkarmış. Ocak ayına kadar bu haberlerin doğru olup olmadığını anlarız. Ancak İngiliz medyasının yalan haber yapmak konusunda sicilinin temiz olduğunu söylemek mümkün değil.

Tottenham başarısız gidişini sürdürürse zaten Spurs'den ilk gidecek olan menejer Ramos olacaktır. Sonrası zaten yine klasik Spurs hamleleri. Yine bir sürü transfer, gelen-giden dengesi yine şaşacaktır. Zaman diyorum, daha da bişey demiyorum =)

Yattara Katar'a doğru...



Yattara'nın, Katar'ın Al Sadd Kulübü'ne transferi son birkaç gündür konuşuluyor. Gineli oyuncunun -maddi sebeplerden dolayı olduğunu düşünüyorum.- ayrılmak istemesinin ardından Al Sadd kulübü transferi gerçekleştirmek için büyük bir adım atmış oldu. Bonservis bedeli için Trabzonspor'a ödeneceği söylenen 11 milyon euro çok iyi bir para. Zaten, Trabzonspor 'da bu ücrete hayır diyemedi. Trabzonspor 'da 6. yılına giren Yattara tüm takım taraftarlarının hep sevdiği bir oyuncu oldu. Ancak Trabzonspor 'un ondan yeterince yararlanamadığını düşünüyorum. Özellikle Ziya Doğan döneminde Yattara sıkça kulübede oturmuştu. Fakat , bir de şu açıdan bakmak gerekir ki, Yattara kendi milli takım onbirinde de sıkça tercih edilmiyor. Her ne kadar göze hoş gelen bir futbolu olsa da , bazı eksikleri var ki milli takım için de ilk tercih değil. Trabzonspor'un Ankara takımlarıyla yaptığı maçlarda Yattara'yı birçok kez izleme fırsatım olmuştu. Top ayağındayken kesinlikle muhteşem bir yetenek, lakin topsuz alanda kayıp bir futbolcu. Yine de Yattara'yı bende sevdim. Her zaman sahadaki futbolun göze hoş gelmesi için çaba sarfettiğini düşünüyorum. O yüzden yolu açık olur umarım. Trabzonspor açısından ise, sezon başı biraz hesapsızca harcanan paraların yarattığı açığı bir çırpıda kapatmak için müthiş bir para 11 milyon euro. ama umarım Yattara kalitesinde taraftarın gözüne hoş gelebilecek bir futbolcu bulabilirler yine. Bunun için Yattara'yı buldukları yere yine bakmaları çözüm olabilir: Belçika Ligi ;)...

Chelsea'den yine gereksiz bir transfer!



Michael Essien'in uzun sürecek -yaklaşık 6 ay- olan sakatlığının ardından, Scolari orta sahaya bir transfer yaptı. Transfer sezonu kapalı olmasına rağmen serbest olduğu için Mineiro transferi gerçekleştirilebildi. Kontratının sona ermesinin ardından Hertha Berlin tarafından serbest bırakılan, Brezilyalı ortasaha oyuncusu Mineiro, Juliano Belletti ve Alex'ten sonra Chelsea kadrosundaki üçüncü Brezilyalı futbolcu oldu. Mineiro, kariyerinde 24 kez Brezilya milli takım formasını da giydi.

Mineiro, serbest ve Brezilyalı olmasa Stamford Bridge'e ayak basması mümkün değildi sanki. Neyse, Chelsea'de böyle transferler hep olur!

24 Eylül 2008 Çarşamba

Ahh Appiah ahh!



Fenerbahçe ile yolları ayrılan Appiah hakkında uzun zamandır bir sürü bişey yazıldı çizildi. Bunların içinde en komik olanı kesinlikle Arsen Wenger'in onu istediği haberi idi.Appiah''ın birçok kulüble görüştüğü bir gerçek ancak henüz bir takımla anlaşmış değil!

Bugün yabancı kaynaklarda çıkan bazı haberler Appiah'ın uzun süre daha takımsız kalacağını gösteriyor. Bir süredir Portsmouth menejeri Harry Redknapp'ın Appiah'ı istediği yazılıyordu ve Redknapp bu konuyla ilgili bir açıklama yaptı.Harry, Appiah'ın çok yüksek maaş istemesinden yakınmış ve zaten iyi bir kadroya sahip olduklarından, bu kadroyu kurmak içinde hatırısayılır bir para harcadıklarından bahsetmiş. Şu an bir planları olmadığını da sözlerine eklemiş.

Fenerbahçe Appiah'ı kaybetti belki. Hele mevcut Fenerbahçe ortasahasını düşündükçe üzülmemek elde değil! Ancak Appiah'ın kaybettikleri tekrar elde edilebilecek türden değil!

15 Ağustos 2008 Cuma

Günün fotoğrafı # 15



Hayatta kalabilmek için meydan okumak zorunda!

Yabancı futbolcular vs. Blatter


Avrupa Profesyonel Futbol Oyuncuları İzleme Kurulu'nun raporuna göre, Avrupa'nın en iyi 5 futbol ligindeki yabancı oyuncu sayısı, geçen sezona oranla yüzde 3.5 artarak yüzde 42.5'a yükseldi.

Bu oranı başka şekilde yorumlarsak, Avrupa liglerinde oynayan her 10 futbolcudan yaklaşık 4 tanesi yabancı futbolculardan oluşuyor. Aslında bu oran çokta ürkütücü değil. Globalleşme ışığında bunun yaşanması kaçınılmaz. Fakat, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya'da yabancı uyruklu oyuncu sayısı genel ortalamanın üzerinde yüzde 52.6'ya çıkmış durumda. Yani bu liglerde oynayan futbolcuların yarısından fazlası yabancı. İşte bu tehlike arz ediyor.

Ayrıca, İngiltere Premier Ligi'nin en iyi 5 takımı olan Avrupa Şampiyonu Manchester United, FC Chelsea, Arsenal,FC Liverpool ve Everton'da ise oyuncuların yüzde 59.5'ini yabancı futbolcular oluşturuyor.

Öte yandan, liglerde atılan gollerin yarısından fazlasının yabancı oyuncular tarafından kaydedildiği belirtildi.

FIFA başkanı Blatter'in uzun zamandır kulak alışkanlığı yaratmaya çalıştığı 6+5 kuralı bakalım uygulamaya geçebilecek mi? Bu kurala hem büyük kulüpler, hemde futbolcular -özellikle Güney Amerika ve Afrika uyruklu olanlar- karşı çıkacaktır. Blatter gerekli desteği AB'den de sağlayamayacak gibi gözüküyor. Bu kuralın işlerlik kazanması durumunda, örneğin İnter kulübü tamamen yeniden yapılanmak zorunda kalacak.

Eklemek istediğim bir diğer nokta ise, daha önceki yıllarda özellikle İtalya'da yaşanan sahte pasaport olaylarının tekrar yaşanma ihtimalinin çok yüksek olduğudur.

14 Ağustos 2008 Perşembe

Günün fotoğrafı # 14


Olimpiyat ruhu böyle birşey olsa gerek...

Şampiyonlar Ligi 3. Ön-eleme Gecenin Sonuçları

3. Ön-eleme İlk Maçlar
Shakhtar 2-0 Dinamo Zagreb
Levski 0-1 BATE
Spartak Moskva 1-4 Dynamo Kiev
AaB 2-0 Kaunas
Guimarães 0-0 Basel
Schalke 1-0 Atlético Madrid
Juventus 4-0 Artmedia
Brann 0-1 Marseille
Twente 0-2 Arsenal
Sparta 1-2 Panathinaikos
Partizan 2-2 Fenerbahçe
Anorthosis 3-0 Olympiacos
Standard 0-0 Liverpool
Galatasaray 2-2 Steaua
Barcelona 4-0 Wisła Kraków

13 Ağustos 2008 Çarşamba

Patlayan transferler !!!

Yabancı kontejanı yıllar içerisinde farklı düzenlemelerle karşımıza çıktı. 3, 3+2, 5, 5+2, 6+1, 6+2... Her şekli tartışıldı, beğenilmedi. Ama kontejandaki sayı hep arttı. Bu kısıtlama hep değişirken, değişmeyen en önemli şey Türk takımlarının yanlış transfer politikası oldu. Sırf kontejanı doldurmak için transferler yapıldı. Bunların içinde fiyasko olarak zirve yapmış ilk 5 futbolcuyu sıralamaya çalıştım. Seçtiğim oyuncular 1990 ve sonrası...

1- Dominic İorfa
Bir numaranın değişmez ismi. İlhan Cavcav'ın Moşe,Kuşe ve Kona'yı keşfetmesinin ardından Türk kulüplerinin Afrika kökenli futbolculara yöneldiği yıllarda transfer edildi. Mustafa Denizli döneminde kısa bir süre forma şansı buldu. Aslında 100 metre koşucusu olduğu, para kazanmak için futbolcu olduğu iddia edildi. Türkiye'ye gelen en kötü yabancı oyunculardan biri olarak gösterildi. Daha sonra top koşturduğu İngiltere İkinci Ligi'nde gol kralı oldu. Değerini bilemedik :)))




2.Gordon Schindenfeld
Geçen yıl devre arası Dinamo Zagreb'den Dino Dripic 'le anlaşan Beşiktaş aradan 24 saat geçmeden Dripic'ten vazgeçti ve aynı takımdan Schindenfeld'i transfer etti. Dripic'ten vazgeçmelerinin sebebinin onun disiplinsiz oluşu ve internetteki fotoğrafları olduğu söylendi. Gordon tranferinin ardından futbol filozofu Sinan Engin:
"Maradona gibi futbolcu" demişti. Ama Schindenfeld tam bir fiyasko çıktı. Bu sezon gönderilmek istenen Gordon'a alıcı çıkmayınca yabancı kontenjanı sebebiyle Seriç'in sözleşmesi askıya alındı. Unutmadan ; Schindenfeld'in gözleriyle ilgili problemi olduğu hatta kör olduğu yönündeki söylentiler azımsanmayacak düzeyde... (Fotoğrafa dikkatli bakılırsa gözlerde bir terslik olduğu anlaşılabiliyor.)

3. Ali Lukunku
2002-2003 sezonunun ikinci yarısında transfer edildi. Kongo asıllı Fransız futbolcu için Galatasaray'ın kasasından 2 milyon 200 bin dolar çıktı. Fiziği ve hava toplarındaki hamkimiyeti nedeniyle transfer edilen 27 yaşındaki oyuncu, ileride çok ağır kaldı. Oynadığı maçlarda gol sorununa çare olamayan Lukunku, kısa süre sonra yeniden Standard Liege'e döndü.Lukunku’nun lisansı doping yaptığı gerekçesiyle bir dönem askıya alınmıştı.




4.Sabin İlie
Galatasaray'ın Adrian İlie transferinin tutmasının ardından Fenerbahçe onu son dakika manevrasıyla(!!!) transfer etmişti. Fakat Adrian'ın genleri Sabin 'de kesinlikle mevcut değildi. Bunun anlaşılması çok uzun sürmedi. Sabin'in işe yarayan tek yanı Fenerbahçe’ye sonraları faydalı olacak Mosheou ile takas edilmesi olmuştu. ilginçtir; Fenerbahçe’nin düştüğü hataya Valencia 'da düşmüştü. Yine kardeşinin peşinden Valencia’nın yolunu tutan Sabin, orada da kendini göstererek (!) ülkesi Romanya’ya gönderilmişti.

Sabin Ilie, İspanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Macaristan ve Almanya liglerini gezip, 10 kulüp değiştirdikten sonra kariyerinin son yıllarını Çin 2. Ligi’nde Fc Vashui’de geçiriyordu.

5. Mbo Mpenza, Robert Spehar ve Pavel Horvath üçlüsü...
Mario Jardel Galatasaray'dan ayrılmak isteyince Sporting Lisbon Jardel'e karşılık Galatasaray'a 3 fiyasko futbolcu vermişti. Yukarda adı geçen şahsiyetlerin tamamı hiç bir varlık gösteremeden Galatasaray'dan ayrıldılar.

Mbo Mpenza
2002 yılında Mario Jardel'e karşılık Robert Spehar ve Pavel Horvath'la birlikte Sporting Lizbon Kulübü'nden alındı. Ünlü futbolcu Emila Mpenza'nın kardeşi olan oyuncu, forma şansı bulmakta zorlandı. Belçikalı futbolcu, 2004 yılında bir maçta bile oynamadan gönderildi.

Robert Spehar

2001-2002 sezonunda Bruges'de oynarken 'Gol makinesi' lakabıyla anılan Spehar, 31 yaşında Galatasaray'a imza attı. 2000 yılında Beşiktaş ve Trabzonspor'un da ısrarla istediği Hırvat oyuncu, G.Saray formasıyla tek maça çıktı. Galatasaray, bu karşılaşmada Bursaspor'a 5-0 yenilmişti. Parasını alamadığı için Galatasaray Kulübü'ne dava açtığı iddia edildi.

Pavel Horvath
1975 doğumlu olan Çekoslavakyalı futbolcu, 2001 yılında Sportin Lizbon'dan transfer edildi. Lucescu'nun pek şans vermediği futbolcu, sarı-kırmızılı ekipte tutunamadı. Sadece 3 maçta sarı-kırmızı formayı giyen Pavel Horvath, aynı yıl FK Teplice'e imza attı.

5. sıraya 3 futbolcu sığdırdım. Bunun sebebi bu futbolcuların Galatasaray'a paket şeklinde gelip yine aynı şekilde gitmeleridir.

Stefan Kuntz!


Stefan Kuntz 1995-96 yıllarında Beşiktaşta forma giymişti. Alman forvet 30 kez formasını giydiği Beşiktaş'ta, topu 9 kez ağlarla buluşturmuştu.

1962 yılında doğan ve Alman Ligi Bundesliga'da sırasıyla VfL Bochum, Bayer Uerdingen, FC Kaiserslautern ve Arminia Bielefeld takımlarında oynamıştır. 1983 ve 1999 yılları arasında oynadığı Alman liginde oynadığı toplam 449 maçta attığı 179 golle bu ligde en çok gol atan 6. futbolcu olmuştur. 1991 yılında Almanya'da Kaiserslautern formasıyla yılın futbolcusu seçilmiştir. 1986 ve 1994 yıllarında olmak üzere iki kez Almanya Ligi'nde gol kralı olmuştur.

Milli takımda 1994 Dünya Kupası ve 1996 yılında oynanan Avrupa Kupası Euro 96'da Alman Milli Futbol Takımı kadrosunda bulunmuş ve oynadığı maçlarda başarılı performans göstermiştir. Euro 96'da İngiltere ile oynanan yarı final maçında Almanya'ya 1-1 ' lik beraberliği getiren golü atarak Alman Milli Takımının Avrupa Şampiyonu olmasında rol oynamıştır. Milli takım forması altında oynadığı 25 maçta 6 gol atmıştır.

Futbolu bıraktıktan sonra Almanya'da çeşitli takımlarda teknik direktörlük yapmıştır.Bu takımlar sırasıyla şöyledir.
1999-2000 Borussia Neunkirchen
2000-2002 Karlsruher SC
2003 SV Waldhof Mannheim
2003-2004 LR Ahlen

2008 yılından bu yana ise FC Kaiserslautern klübünün başkanlığını yapmaktadır.Almanya'nın köklü klüplerinden FC Kaiserslautern'de 48 yaşında başkanlık görevine gelmesi gerçekten büyük bir başarı. Kuntz'u üst direğe vurdurarak attığı gollerden hatırlıyorum. Türkiye'ye gelen kaliteli oyuculardan biriydi. Yalnız Beşiktaş'a dönmediği için onu daha uzun izleme fırsatını yitirmiştik.

Günün fotoğrafı # 13



Jackass ekibinden maymunları tahrik etmek için farklı bir yöntem :)

Paranın açamadığı kapı!



Resimde gördüğünüz abi, İtalya'da gittiği bir restoranda içeri alınmamış. Chelsea'nin sahibi olan 41 yaşındaki işadamı, hafta sonu gittiği Toscana bölgesindeki "Bistrot" adlı mekândan "Kusura bakmayın, doluyuz" diye geri çevrilmiş. Manken sevgilisi Darya Zhukova ile birlikte restorandan sinirli şekilde ayrılan Abramoviç böylelikle parasıyla papaz oldu.

Mekân sahibi "Kendisine karşı kişisel tepkim yok. Genelde 10 gün önceden rezervasyon alıyoruz. Doluysak hiç kimse için sandalye ekleyemeyiz" diyerek kendini savundu. Sahil kenti Forte dei Marmi'de bulunan lüks lokantada kişi başı yemeğin yaklaşık 100 Euro olduğu belirtildi.

Yakında Abramoviç Toscana bölgesinde restorant işine girerse kimse şaşırmasın.

12 Ağustos 2008 Salı

Günün fotoğrafı # 12



O stadyum dolu olsaydı nah uyurdun amca!

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Sporting Lizbon yapma pişman olursun!



Sporting Lizbon son yıllarda yetiştirdiği yıldız futbolcularla adından sıkça söz ettirdi. Sporting Portekiz liginin en iyi altyapı sistemine sahip takımı fakat bir türlü Porto ile baş edemiyorlar. Sporting altyapısının son gözde ürünleri(bu tanımlama Blatter'e ilham olmaz umarım.) João Moutinho ve Miguel Veloso...

João Moutinho, Euro 2008'de Portekiz orta sahasında 10 numaralı formasıyla gayet iyi bir performans sergilemişti. Ardından transfer söylentileri ayyuka çıkmıştı. Fakat uzun süre bu konuda bir gelişme olmadı. Şimdi ise orta sahasına iyi bir futbolcu arayan Everton ona talip oldu. Everton ilk yaptığı teklife olumsuz cevap aldı. Bunun ardından ikinci teklifi yapmakta gecikmedi. Sporting kaptanını her ne kadar satmak istemesede, paranın yapabildiklerini biliyoruz ve Sporting Lizbon'un da paraya çok dayanamadığını geçmişte gördük.

Everton'ın Portekizli sol beki Nuno Valente'de İngiliz basınına Moutinho hakkında bazı açıklamalar yapmış. Ayrıca kulübün ortasahaya iyi bir transfer yapacağından emin olduğunu ve João Moutinho'nun doğru tercih oduğunu söylemiş.

João Moutinho, Portekiz milli takımı için Deco'yu hemen unutturacak değerde ve günümüz futbolunda bir orta saha oyuncusunda olması gereken herşeye sahip. Ofansif özellikleri, defansif yününden daha güçlü olan João Moutinho eğer Sporting Lizbon'dan ayrılırsa Lizbon taraftarları çok üzülecekler.

Sporting Lizbon altyapısının son yıllardaki en görkemli ürünü kuşkusuz Cristiano Ronaldo ancak bu değere çok yakın birçok oyuncuyu daha piyasaya sürmüş Sporting Lizbon. Yine Manchester'da oynayan Nani, Porto'lu Quaressma,West Ham United'ta oynayan Luís Boa Morte,Simão Sabrosa (Atlético de Madrid), Hugo Viana (Valencia) ve efsane Figo mutlaka unutulmaması gereken isimler. Bu isimlerin daha çok muhteşem kanat oyuncularından oluşması Sporting altyapısının bu konuda ne kadar iyi olduğunu kanıtlıyor.

Sporting Lizbon yönetimi beni duyarmı bilemeyeceğim ancak eğer João Moutinho'yu satarlarsa "Ben satma demiştim" diye avazımın çıktığı kadar bağıracağım.

Not: Veloso'ya değinmedim çünkü birkaç gün içinde Sporting Lizbon hakkında daha detaylı bir yazıda Veloso ve Sporting Lizbon altyapısının yeni yıldızlarından elimden geldiğince bahsetmeye çalışacağım.

Younes Kaboul Pompey'de!



Tottenham'ın Fransız savunma oyuncusu Younes Kaboul, kendisini dört yıllığına Portsmouth'a bağlayan sözleşmeyi imzaladı.Younes Kaboul geçen sezon Fransa'nın en iyi altyapılarından birine sahip olan Auxerre'den Tottenham'a transfer olmuştu. Londra ekibinde sadece 1 yıl kalan Younes Kaboul, bu yıl flaş transferler yapan Portsmouth'a transfer oldu.

Portsmouth, dün Community Shield mücadelesinde karşılaştığı Manchester United'a penaltılar sonucu boyun eğmişti.Muntari'nin İnter'e satılmasından sonra ortasahada yaşadığı boşluğu doldurması beklenen Pompey, defansa çok sağlam bir transfer yapmış oldu. Birkaç gün içinde ortasaha mevkisi için de Gaydamak'tan sürpriz beklemeliyiz diye düşünüyorum.

Younes Kaboul, 22 yaşında fiziksel olarak üst seviyede bir defans oyuncusu.Onun için Sunderland ve Aston Villa gibi kulüplerle büyük bir mücadeleye giren Portsmouth menajeri Harry Redknapp, çok iyi bir iş çıkardı.

Fas asıllı oyuncu önümüzdeki sezon 3 numaralı formayı giyecek.Transferi için Pompey'in 5-6 milyon sterlin ödediği tahmin ediliyor.

Günün fotoğrafı # 11


Günün fotoğrafını Kafkaslardaki savaşa ayırdım. Fazla söze gerek yok. Kimin savaşı? Kim için savaş? Ne için savaş?Neden savaş?

Formalar tarihi ilk 10...


Formalar takımların kimlikleridir. Bu kimlikler zaman içinde takımların karakterlerini yansıtacak kadar önemli olabilir. Bazı formalar vardık ki hiç eskimez. Değerini hep korur. Endüstriyel futbol içinde, takımların forma dizaynları neredeyse her yıl değişiyor. Bu yoğunluk içerisinden bir ilk 10 belirlemeye çalıştım.

10. İngiltere 1966
Birçok takım düz kırmızı t-shirt ve beyaz şort giymiştir. Fakat sadece birtanesi Dünya kupası kazandı.


9. Wolves
Altın-turuncu rengi t-shirt ve siyah şort gerçekten güzel görünüyor.
8. Celtic 1967
Fazla söze gerek yok. Efsane olmuş bir forma... Celtic'le özdeşleşti fakat Sporting Lizbon takımının da tercih ettiği bir forma dizaynı.









7. Newcastle United 1969
Newcastle takımı en son bir kupayı bu formayla kazanmış. Belki aynı formayı tekrar giymek işe yarayabilir.









6. Ajax
Basit, şık ve sembolik... Bir formadan daha ne beklenebilir ki?










5. Liverpool 1960lar
Bu yıllarda Bill Shankly kırmızı formanın daha görkemli olacağını düşünmüştü. Bu yüzden çoraplar ve şortlar için de daha sonra kırmızı tercih edilmişti. Anlaşılan bu seçim işe yaramış...








4. Hollanda 1974-78
Portokallar... Sahip oldukları yıldız oyunculara rağmen bu tarihten sonra önemli bir başarı elde edemediler. Bu formada kesinlikle efsane konumunda.







3. İtalya 1970
Azzurri yani Gök mavililerin bu forması gerçekten çok şık. Bir Akdeniz ülkesine bu mavilik çok yakışıyor. İtalyanlarda bu formalarıyla efsaneleşmiş durumdalar. Her turnuvanın büyük takımı olmak kolay değil.








2. Real Madrid 1960'lar
Düz beyaz ve logoyu ön plana çıkaran sembolik bir forma. Gento ve Di Stefano gibi yıldızlarla efsanelmiş bir forma. Bu dizayn Leeds United'tan LA Galaxy'ye kadar birçok takım tarafından taklit edildi ve kullanıldı.






1. Brezilya 1970
Renkli televizyon çıkmadan futbollarıyla bizi renklendiren Pele, Jairzinho, Carlos Alberto ve arkadaşlarının forması. Kimse onlar kadar akılda kalıcı olmadı. Dolayısıyla giydikleri forma da efsaneleşti. Brezilya milli takımı hala aynı kombinasyonu sık sık tercih ediyor. Çok güzel renkler...


İngiltere Premier Lig transferler...


Gelenler

Arsenal
Amaury Bischoff (undisc.)
Samir Nasri (undisc.)
Aaron Ramsey (undisc.)

Aston Villa
Curtis Davies (undisc.)
Brad Friedel (undisc.)
Brad Guzan (undisc.)
Nicky Shorey (undisc.)
Steve Sidwell (£5m)
Luke Young (£6m)

Blackburn Rovers
Paul Robinson (£3.5m)
Danny Simpson (loan)
Carlos Villanueva (loan)
Julio Santa Cruz (undisc.)

Bolton Wanderers
Johan Elmander (undisc.)
Fabrice Muamba (undisc.)
Riga Mustapha (undisc.)
Danny Shittu (undisc.)

Chelsea

Jose Bosingwa (£16.1m)
Deco (£8m)

Everton
Transfer yok.

Fulham
Andranik (free)
Zoltan Gera (free)
Andy Johnson (undisc.)
John Pantsil (undisc.)
Mark Schwarzer (free)
David Stockdale (undisc.)
Fredrik Stoor (undisc.)
Bobby Zamora (undisc.)
Pascal Zuberbuhler (free)

Hull City

George Boateng (£1m)
Craig Fagan (undisc.)
Anthony Gardner (loan)
Geovanni (free)
Peter Halmosi (undisc.)
Bernard Mendy (free)
Mark Oxley (£150,000)
Tony Warner (free)

Liverpool
Diego Cavalieri (undisc.)
Philipp Degen (free)
Andrea Dossena (undisc.)
Robbie Keane (£19m)
David Ngog (undisc.)

Manchester City

Tal Ben Haim (undisc.)
Jo (undisc.)

Manchester United
Sürpriz! Transfer yok!

Middlesbrough
Didier Digard (£4m)
Marvin Emnes (£3.2m)
Newcastle United
Danny Guthrie (undisc.)
Jonas Gutierrez (undisc.)

Portsmouth
Younes Kaboul (undisc.)
Peter Crouch (undisc.)
Glen Little (free)
Ben Sahar (loan)
Omar Koroma (undisc.)
Stoke City
Dave Kitson (£5.5m)
Seyi Olofinjana (£3m)
Thomas Sorensen (free)

Sunderland
Pascal Chimbonda (undisc.)
Nick Colgan (free)
El-Hadji Diouf (undisc.)
Steed Malbranque (undisc.)
David Meyler (undisc.)
Teemu Tainio (undisc.)

Tottenham Hotspur
David Bentley (£15m)
John Bostock (£700,000)
Giovani dos Santos (£4.7m)
Heurelho Gomes (undisc.)
Luka Modric (£16.6m)

West Brom
Roman Bednar (£2.3m)
Marek Cech (£1.4m)
Scott Carson (£3.25m)
Michal Danek (loan)
Graham Dorrans (£100,000)
Kim Do-Heon (£550,000)
Abdoulaye Meite (£2m)
Luke Moore (£3m)
Gianni Zuiverloon (£3.2m)

West Ham
Valon Behrami (£5million)
Jan Lastuvka (loan)
Wigan Athletic
Lee Cattermole (undisc.)
Daniel De Ridder (free)
Olivier Kapo (£2.5m)
Amr Zaki (loan)



Gidenler


Arsenal

Mathieu Flamini (free)
Alexander Hleb (£11.8m)
Jens Lehmann (free)
Gilberto Silva (undisc.)

Aston Villa
Patrik Berger (released)
Olof Mellberg (free)
Luke Moore (£3m)
Thomas Sorensen (free)

Blackburn Rovers
David Bentley (£15m)
Bruno Berner (released)
Peter Enckelman (free)
Brad Friedel (undisc.)
Stephane Henchoz (released)
Gunnar Nielsen (loan)

Bolton Wanderers
Andranik (free)
Daniel Braatan (undisc.)
Ivan Campo (released)
El-Hadji Diouf (undisc.)
Abdoulaye Meite (£2m)
Stelios (released)

Chelsea
Tal Ben Haim (undisc.)
Khalid Boulahrouz (undisc.)
Hernan Crespo (released)
Claude Makelele (free)
Slobodan Rajkovic (loan)
Ben Sahar (loan)
Steve Sidwell (£5m)

Everton
Lee Carsley (free)
Andy Johnson (undisc.)
Stefan Wessels (released)

Fulham

Nathan Ashton (undisc.)
Carlos Bocanegra (released)
Hameur Bouazza (loan)
Philippe Christanval (released)
Jari Litmanen (released)
Brian McBride (released)
Elliot Omozusi (loan)
Ian Pearce (released)
Dejan Stefanovic (undisc.)
Tony Warner (free)

Hull City
Michael Bridges (loan)
David Livermore (released)
Jay-Jay Okocha (released)

Liverpool
Scott Carson (£3.25m)
Peter Crouch (undisc.)
Danny Guthrie (undisc.)
Jack Hobbs (loan)
Harry Kewell (free)
Anthony Le Tallec (free)
John Arne Riise (£3.98million)

Manchester City

Bernardo Corradi (released)
Paul Dickov (released)
Geovanni (free)
Andreas Isaksson (undisc.)
Sun Jihai (free)
Emile Mpenza (released)
Georgios Samaras (undisc.)

Manchester United
Chris Eagles (undisc.)
Gerard Pique (undisc.)
Danny Simpson (loan)

Middlesbrough
George Boateng (£1m)
Lee Cattermole (undisc.)
Dong-Gook Lee (released)
Gaizka Mendieta (released)
Fabio Rochemback (free)
Mark Schwarzer (free)
Luke Young (£6m)

Newcastle United

Stephen Carr (released)
Emre (undisc.)
Peter Ramage (free)
David Rozehnal (£2.9million)

Portsmouth
Sulley Muntari (undisc.)
Omar Koroma (loan)

Stoke City
Marlon Broomes (free)
Russell Hoult (released)
Dominic Matteo (released)

Sunderland
Andy Cole (released)
Greg Halford (loan)
Ian Harte (released)
Roy O'Donovan (loan)
Stanislav Varga (released)
Ross Wallace (loan)
Stephen Wright (released)

Tottenham Hotspur

Pascal Chimbonda (undisc.)
Anthony Gardner (loan)
Robbie Keane (£19m)
Steed Malbranque (undisc.)
Paul Robinson (£3.5m)
Teemu Tainio (undisc.)

West Brom

Martin Albrechtsen (free)
Curtis Davies (undisc.)
Zoltan Gera (free)
Kevin Phillips (free)

West Ham

John Pantsil (undisc.)
Nolberto Solano (released)
Bobby Zamora (undisc.)

Wigan Athletic

Julius Aghahowa (undisc.)
David Cotterill (undisc.)
Andreas Granqvist (undisc.)
Salomon Olembe (released)
Josip Skoko (released)
Andy Webster (undisc.)

Dipnot:
(undisc.): açıklanmadı
(free): bonservis bedeli yok.
(loan): kiralık
(released): serbest bırakıldı.
transfer bedelleri milyon sterlin cinsindendir.

Tripleta return!



Geri döndüm!
Euro 2008'in başlamasıyla birlikte içine girdiğim yoğun dönem yüzünden bloga yazamamıştım. Birçok şey değişti bu dönem içerisinde...

Euro 2008'in şampiyonu İspanya oldu, İspanya'nın teknik direktörü Aragones Fenerbahçeli oldu, Sinan Engin Bobo 3 Güiza eder gibi talihsiz bir açıklama yaptı, terlik kavgasının suçluları affedildi, Fenerbahçe 1 aydan sonra Xabi Alonso'yla ilgilenmediğini açıkladı(bizde yedik!), Galatasaray kaleci Aykut'a yine güvenmedi, olimpiyatlar başladı, Fenerbahçe MTK 'dan intikamını aldı, Ronaldinho Milan'a transfer oldu, Eto'o Özbek şakası yaptı, Mourinho İnter'in başına geçti, Manchester United transfer yapmadı, Robbie Keane Liverpoollu oldu, Türk medyası transfer yalanlarına devam etti, Fenerbahçe ise yalanlamaya..., Van der Vaart Real Madrid'e sadece 10 milyon euro'ya transfer oldu,Nuria Bermudez yengemiz oldu, Scolari Chelseanin başına geçti, küresel ısınma etkisini artırmaya devam etti, Osman Yağmurdereli ve Suna Pekuysal hayatını kaybetti, Ortadoğu'daki savaş yetmezmiş gibi Kafkaslarda savaş illetiyle boğuşmaya başladı, artık Afrika biraz daha fakir, petrol fiyatları arttı, yeni Türksat fırlatıldı, Kıbrıs'da barış görüşmeleri olumlu yönde devam etti, Dj Tiesto asya turnesine çıktı... ve daha birçok şey. Zaman yine durmadı anlayacağınız!

Benim hayatımda da birçok değişiklik oldu ama en önemlisi İngiltere'de yüksek lisans hayalime bir adım daha yaklaşdım, 2 ay daha yaşlandım :(, solaryumda kilitli kalmış gibi bronzlaştım... Veee! Geri döndüm.

Elimden geldiğince yazmaya devam...
Kalın sağlıcakla!

6 Haziran 2008 Cuma

Euro 2008'de top santrada!



Avrupa Futbol Şampiyonası'nın başlamasına sadece bir gün kaldı. Top santrada anlayacağınız. Başlama vuruşunun yapılması işin hakemin işareti bekleniyor!

Yarın saat 19:00'da ilk önce İsviçre ile Çek Cumhuriyeti sahne alacak ve ardından 21:45'te Türkiye- Portekiz maçı var. Milli takımımız için herşeyden önce gruptan çıkmak önemli görünüyor. Dahası için umutlanmamız şu aşamada yanlış olur. Zaten hiçkimsenin kafasında aynı veya benzer bir Türk milli takımı profili yok. İlginçtir! Fatih Terim'in kafasında da yeterince şekillenmemiş herşey.

Kendisinden önceki kupalar gibi kendi yıldızlarını çıkaracaktır Euro 2008. Birde hepimizin beklediği ve bildiği yıldızlar var. Onlarda da sürpriz hayal kırıklıkları yaratanlar olacaktır. Heyecanla bekliyorum! Ama Euro 2008'de bişeyler eksik gibi. İçimde bir burukluk var... Sakın İngiltere'nin olmayışı olmasın bende bunu yaratan...

Futbolsuz yaz ile susuz yaz arasında çok fazla fark yok bizim için! Futbolla dolu günler bizleri bekliyor.
Kalın sağlıcakla!

5 Haziran 2008 Perşembe

Fenerbahçe - Nihat ve Soru İşaretleri?



Fenerbahçe Kulübü dün resmi internet sitesinden Nihat transferiyle ilgili bir açıklama yayınladı.Açıklamada yöneticilerden Mahmut Uslu ve Ali Yıldırım'ın, Nihat Kahveci'nin kulübü ile bu oyuncunun transferi konusunu görüşmek üzere İspanya'ya gittikleri belirtildi. Fakat açıklamayı ilk okuduğum andan itibaren kafamda bir soru işareti belirdi. Nihat sezon içinde defalarca Türkiye'ye dönmeyi düşünmediğini açıklamıştı. Bunun yanısıra, Villarreal bu yıl La Liga'yı 2. sırada tamamlayıp Şampiyonlar Ligine katılma hakkı kazanmıştı. Takımın bu noktaya gelmesindeki en önemli oyuncu ise Nihat'tan başka birisi değildi. Hal böyleyken bu transfer gerçekleşbilirmiydi?

Bence kesinlikle hayır! Ve Fenerbahçe yönetimi de bunun farkında. Fenerbahçe kulübü İspanya'ya giden yöneticilerin yapacakları transfer görüşmelerinin Nihat için olduğunu yansıtıp, medyanın yönünü şaşırtmak istedi. Böylece diğer isimlerin yazılmasını önleyip, yapacakları transfer pazarlıklarında problem yaşamamayı amaçladılar.

Fenerbahçe'nin Nihat'ı alıp beni şaşırtması da mümkün ama nedense benim kafamda soru işarteleri var!

2 Haziran 2008 Pazartesi

Günün fotoğrafı # 2


Futbol her yerde! Afrika sokaklarında küçük Zidane'lar...

Stevan Jovetic Fiorentina'da


Sırbistan ligi takımlarından Partizan'da oynayan ve gelecek vadeden forvet oyuncusu Stevan Jovetic Fiorentina'ya transfer oldu.2 Kasım 1989 doğumlu oyuncunun gelecekte büyük bir yıldız olacağı söyleniyordu. Partizan'da oynadığı 65 maçta 19 gol atan Jovetic, genç yaşına rağmen Partizan takımının kaptanlığını yapıyordu.

Ocak ayında İngiliz gazetesi The Sun, önümüzdeki yıllarda dünya futboluna damga vurması muhtemel 20 genç oyuncuyu tanıtmıştı. Ve o incelemede Jovetic için şu ifadeler yer almıştı.

"Genç yıldızın 11 golle Sırbistan liginin gol krallığında zirvede bulunduğu göz önüne alınırsa Manchester United'ın neden 7 milyon poundu 18 yaşındaki bir çocuk için gözden çıkarttığı anlaşılır. Savunmaları oldukça zorlayan çok yaratıcı bir forvet. Son vuruşları ise daha şimdiden mükemmele yakın."

Fiorentia, orta saha oyuncusu Jovetic için Partizan'a 8 milyon euro bonservis bedeli ödeyecek.Anlaşılan daha önce Bojinov gibi birçok genç yeteneği bulup, yıldız yapan Fiorentina Sportif Direktörü Pantaleo Corvino iş başında!

31 Mayıs 2008 Cumartesi

Fenerbahçe, Emre için Newcastle 'la anlaştı!



Fenerbahçe kulübünden yapılan açıklama şu şekilde: "Kulübümüz Newcastle United forması giyen Milli Futbolcu Emre Belözoğlu'nun bonservisi konusunda İngiliz kulübüyle anlaşmaya varmıştır. Emre Belözoğlu transferi için milli futbolcunun menajeri Ahmet Bulut İle görüşmeler başlatılmıştır."

Haber dün yansımıştı medyaya, gecenin ilerleyen saatlerinde de fenerbahce.org yukardaki açıklamayı yayınlamıştı. Fakat az önce Fatih Terim'in milli takım kampında yaptığı basın toplantısında "Emre'nin transferi Fenerbahçe'ye ve Türk futboluna hayırlı olsun." demesi transferin aslında gerçekleştiğini gösteriyor.

Medyadaki haberlere göre, Newcastle United'ta forma şansı bulamayan Emre Belözoğlu ile 3 yıllık anlaşma sağladı. Emre'nin sarı-lacivertli kulüpten her yıl için 3.5 milyon Euro alacağı ve milli futbolcunun kulübüne ise bonservis bedeli olarak 5 milyon Euro ödeneceği belirtiliyor.

Emre kesinlikle kaliteli bir futbolcu. Bonservis bedeli olarak 5 milyon Euroluk bedel uygun bir bedel. FIFA 'nın 6+5 kuralını devreye sokmak istemesi ve bu yönde bir karar alması Fenerbahçe yönetiminin aslında iyi bir iş yaptığını gösteriyor. Emre'nin en büyük problemi sakatlıklar olabilir. Çünkü bilindiği üzere Emre sürekli sakatlık problemleri yaşıyordu.

Maldonando faciasından sonra, Emre-Aurelio ortasahası da kulağa çok hoş geliyor. Emre oyunu iki yönlü oynayabilen bir oyuncu. Aurelio ise defansif yanı daha kuvvetli olan, ama ofansif özellikleri de olan bir orta saha. Ayrıca şu an ki milli takım kadrosunun orta saha ikilisi de Fenerbahçe'de olmuş olacak. Sakatlıklarından kurtulmuş ve Fenerbahçe'de oynamak isteyen bir Appiah'ın da kadroda olması Fenerbahçe ortasahasını Avrupa devlerinin seviyesine yaklaştıracaktır. Appiah gibi değerleri kazanmakta yarar görüyorum.

Amauri resmen Juventus'da



Bu transfer haberine kimse şaşırmamıştır. Amauri'nin Juve'ye gideceğini artık bilmeyen kalmamıştı. Ancak artık iş resmiyete döküldü.Juventus, golcü futbolcuyla 4 yıllık sözleşme yaptı. Amauri, sözleşmesi boyunca Torino temsilcisinden senelik 3,5 milyon € alacak.

Önümüzdeki sezon Şampiyonlar Ligi'nde mücadele edecek olan Juventus, 15.3 milyon Euro ve Antonio Nocerino karşılığında Palermo'nun Brezilyalı forveti Amauri'yi renklerine bağladı. Bana biraz pahalı gibi geldi. Tamam Amauri iyi bir forvet fakat hem 15.3 milyon Euro hemde gelecek vadeden Nocerino'nun verilmesi biraz fazla olmuş. Özellikle FIFA'nın dün açıkladığı 6+5 kuralı yürürlüğe girerse, kulüplerin yetiştirdiği gençlere daha fazla değer vermesi gerekecek.

Amauri, bu sezon Serie A'da oynadığı 34 maçta 15 gol atmıştı. 2006 yılında Palermo'dan ayrılan Luca Toni'nin boşluğunu doldurmak için AC Chievo Verona transfer edilen Amauri'nin ayrılmasıyla Palermo'da gelecekte çok şeyler beklenen Edison Cavani'nin önü açılmış oldu.

Öte yandan Palermo, Fiorentina ile sözleşmesi sona eren orta saha oyuncusu Fabio Liverani ile 3 yıllık kontrat imzaladı.

30 Mayıs 2008 Cuma

Günün fotoğrafı # 30



Genç arkadaşların saçlar konusunda imaja ihtiyaçları var sanırım.

Sıçrama tahtası Lyon



Lyon bu yıl üstüste 7. şampiyonluğunu kazandı Fransa'da. Birçoğumuz artık yeter dedik. Fakat elin adamı 7 yıl üstüste şampiyon olurken neredeyse her yıl takımın en önemli oyuncularını Avrupa devlerine sattı ama bir sonraki sezon yine şampiyon oldu. Bu müthiş birşey. Düşünsenize bunu bizim takımlarımızda. Değil futbolcunun satılması, Alex'in oynamadığı haftalar Fenerbahçe'nin ne hallerde olduğunu görüyoruz.

Peki bunu Lyon nasıl sağladı? Makine gibi işleyen bir sistem kurdular. Hem altyapıdan takıma her yıl en az 2 futbolcu terfi ettirdiler. Hem de Fransa içinde Bayern Münih politikası kullanarak-mali güçlerinin de bunda etkisi büyük- ligin en iyilerini takımlarına kattılar.

Son birkaç yıla baktığımızda Lyon sisteminin ne kadar başarılı işlediğini görebiliriz. Michael Essien...2000-2003 Bastia, 2003-2005 Lyon, 2005 yazında Chelsea... Mahamadou Diarra 199-2002 Vitesse, 2002-2006 Lyon, 2006 yazında bi de bakmışız Real Madrid'te...Florent Malouda...200-2003 Guingamp, 2003-2007 Lyon, 2007 yazında sürekli müşteri Chelsea 'de... Eric Abidal... 2000-2002 Lille, 2002-2007 Lyon, 2007 yazında hoop Barcelona'ya...

Bu yıl Lyon'dan level atlaması beklenen oyuncuların başında ise Karim Benzema geliyor.Ligde hem gol kralı olan, hem de en değerli oyuncu seçilen Benzema Euro 2008 performansına da bağlı olarak bakalım nereye sıçrayacak. Bunun dışında Kim Kallstrom, Hatem Ben Arfa (ki adı Arsenal ile anılıyor.), Abdul Kader Keita,Jeremy Toulalan gibi isimlerin de level atlamalarına tanık olabiliriz.

Bunların dışında kalan yaşı kemale ermiş Gregory Coupet'nin ise takımdan ayrılacağı neredeyse kesinleşmiş durumda. Lyon onun yerini ise doldurdu bile. Nice'in genç kalecisi Hugo Lloris dün transfer edildi.

Ayrıca Lyon'un Euro 2008 için milli takımlara en çok oyuncu veren takım olduğunu da hatırlatmak isterim.

Gregory Coupet (Fransa)
Francois Clerc (Fransa)
Sebastien Squillaci (Fransa)
Jean-Alain Boumsong (Fransa)
Jeremy Toulalan (Fransa)
Sidney Govou (Fransa)
Karim Benzema (Fransa)
Fabio Grosso (İtalya)
Kim Kallstrom (İsveç)
Patrick Müller (İsviçre)

Futbol ve aşk dolu bir gün herkese...

29 Mayıs 2008 Perşembe

Günün fotoğrafı # 29



PES oynadıklarına bahse girerim :)

Okocha geri döndü!



Hull City nin gelecek yıl İngiltere Premier liginde oynayacağı yaklaşık bir hafta önce belli olmuştu. Bu aslında Okocha'nın da geri dönmesi demek oluyor. Jay Jay Okocha, Fenerbahçe'den sonra sırasıyla Paris St. Germain, Bolton ve Qatar SC de forma giymişti. 2006 'da ise İngiltere Championship takımlarından Hull City ye transfer olan Okocha Hull City'nin Premier Lige çıkmasıyla geri dönmüş oldu. Ancak Okocha'nın futbolu bırakacağı yönünde söylentiler kulislerde dolaşıyordu. Bence Okocha Premier Lig'de yeniden oynama fırsatını geri tepmeyecektir.

Jay Jay kesinlikle özel bir futbolcu. İzlemekten sıkılmam asla. 35 yaşında olmasına rağmen yine bize eski günleri hatırlatacağından hiç şüphem yok. Türkiye'de koşmadan oynarken, ilerleyen süreçte kendini geliştirerek oyunu nasıl iki yönlü oynayabildiğini hepimiz görmüştük. Hoşgeldin Jay Jay...

Karavana transfer!



Souleymane Oulare' yi hatırlarmısınız? 1999-2000 sezonunda Fenerbahçe, Belçika'nın Genk kulübüne 7 milyon mark bonservis bedeli ödeyerek onu transfer etmişti. Rıdvan Dilmen döneminde transfer edilen Oulare için sakat olduğu söylenmişti. Ama gol atmak konusunda sıkıntılar yaşayan Fenerbahçe herşeye rağmen onu transfer etmişti.

O sezon Fenerbahçe kadrosunda -şimdiki Brezilyalı egemenliğinin tam tersine- Afrikalı egemenliği vardı. Fenerbahçe'de Süleyman Oulare'nin transferiyle Afrikalı sayısı 5'e yükselmişti. Nijeryalı Uche ile başlayan Afrikalı rüzgarı, G.Afrikalı Moshoeu, Ganalı Johnson- Preko ve Gineli Souleymane Oulare ile devam etmişti.

Souleymane Oulare 1999 yılında Racing Genk takımında 17 gol atmış ve yılın futbolcusu seçilmişti. Fakat Fenerbahçe'de yarım sezon oynayabilmiş ve 11 maçta 5 gol atabilmişti. Sezon sonunda da Türkiye'ye gelen birçok yabancı futbolcu gibi FIFA'lık olmuştu.

Daha sonra Fenerbahçe bu futbolcuyu Las Palmas'a yıllık 1 milyon marka kiralamıştı. Bir sonraki sezonda para kazanamadan göndermişti. Las Palmas'tan da İngiltere Championship takımlarından Stoke City'ye transfer olan Oulare, play-off yarı finalinde Cardiff City karşısında takımına galibiyeti getiren golü atmıştı.

Sonraki sezonlarda Belçika alt ligi takımlarından K. Beringen-Heusden-Zolder ve C.S. Visé'de forma giyen Oulare'nin şimdi nerede olduğu hakkında bir bilgiye rastlayamadım. Ama bir bilgi 2006 yılında Belçika'da Oulare'nin sahibi olduğu bir eve baskın düzenlenmiş ve kendinden geçmiş(uyuşturucu) iki kadın yakalanmış. Daha sonra Oulare'nin fakir bölgelerde gecekondu tarzı evlerin sahibi olduğu ve ucuz kiralar karşılığında bu evleri fazla sayıda kişilere kiraladığı anlaşılmış. Örneğin evlerden biri aile başına 500 euro'dan, 11 aileye kiralanmış.

Souleymane Oulare hakkında o dönemin gazetelerinden bir Ercan Aktuna görüşü; "Süleyman Oulare bir tek Altay maçında fikir sahibi olduğumuz bir zenci futbolcu... Top tekniği ve dengesi mükemmel. Attığı gole de bakarsak zamanlaması o kadar iyi ki, adeta kalite koktu."

Son olarak ta bir ekşisözlük yorumu: "bilinen ilk enteresan hareketi Fenerbahçe - Altay maçından sonra koca Fenerbahçe otobüsü yerine eski Altay otobüsüne binip İzmir'e doğru yola çıkması olmuştur. Maalesef bu yanlışlık erken fark edilmiş ve Oulare otobüsten indirilmiştir. Kulislerde o dönem Oulare'nin Rıdvan Dilmen tarafından bilerek Altay otobüsüne yönlendirildiği ve bu sayede Oulare'den kurtulmak istendiği konuşulmuştur.

Ancak Oulare'nin hafif garip birisi oluşu Bayrampaşa stadında oynanan İstanbulspor maçından sonra basına ropörtaj vermek icin ortalarda takılırken takım otobüsünü kaçırması ve tercümanı ile taksi tutup Dereağzı'na öyle gitmesi ile percinlenmiştir..."

Şimdi Fenerbahçe gündeminde Kanoute, Andriy Shevchenko veya Adriano haberlerinin olması bile insana ferahlık veriyor.

Gilardino Fiorentina'da



İtalya Serie A'yı 4. sırada bitiren ve önümüzeki sezon Şampiyonlar Ligi'nde ön eleme oynayacak olan Fiorentina, Milan'da az forma şansı bulan Alberto Gilardino'yu transfer etti. Fiorentina'nın bonservis için Milan'a ne kadar ödediği açıklanmadı. 7 milyon euro söylentileri var ve eğer öyleyse çok uygun bir fiyat.

Gilardino hiçbir zaman 1. sınıf bir forvet olamadıysa da Luca Toni'den sonra Fiorentina için iyi bir transfer olacaktır. Gilardino, Pato'nun da Milan'a gelmesiyle neredeyse yedek kulübesine hapsolmuştu. Böylece Gilardino yeniden Devler Liginde boy gösterme fırsatını da yakaladı.

2005 yılında 23 gol atan ve İtalya'da yılın futbolcusu seçilen 25 yaşındaki futbolcu, 2006 yılında dünya şampiyonu olan İtalya Milli Takımı'nın kadrosunda da yer almıştı. Bu sezon ligde sadece 7 gol kaydeden Gilardino, teknik direktör Roberto Donadoni'nin belirlediği 23 kişilik Euro 2008 kadrosunda da bulunmuyor.

5 yıllık sözleşme imzalayan Alberto Gilardino'nun yıllık 1.6 milyon Euro alacağı açıklandı. Kezman'ın Fenerbahçe'den yıllık 3.5 milyon Euro kazandığını düşünecek olursak neden gitmek istemediğini de anlayabiliriz.